Bitcoin, Satoshi Nakamoto tarafından, 2008 yılında ABD’nin geçirdiği ekonomik krizin sonucunda alternatif bir para birimi olarak aynı yıl içinde üretilmiş bir kripto paradır. Üçüncü kişilerin varlığından ve merkezi kontrol mekanizmasından özgür olarak üretilen Bitcoin’in resmi kurum ve kuruluşlarla herhangi bir ilişiği yoktur.
Sanal paranın güvenilir olarak kullanılabilme isteğiyle birlikte, Blok Zincir ağı ve şifreleme yöntemi sayesinde sahte dijital paraların üretilmesinin önüne geçilmek istenmiş ve Bitcoin’in dijital mecralarda kopyasının kullanılmasının önüne geçilmiştir. Blok Zincir ağını herkesin görebildiği, açık bir muhasebe defteri gibi düşündüğünüzde sanal para kullanımının nasıl denetlendiğinin sistemini tahayyül edebilirsiniz.
Bitcoin, kripto para sisteminin bağımsız, otoriteden ve merkezden uzak; arz talep oranına göre değeri değişkenlik gösteren en önemli ve en çok kullanılan para birimidir. Merkezden bağımsız olduğu ve nakit olmadığı için çalınma veya banka iflası sonucu finansal kayıplar gibi bir durum söz konusu değildir; fakat bu Bitcoin’in denetlenmediği anlamına gelmez. Blok zincir ağında halka açık olarak yapılan dijital kayıt sisteminin tutarlılığını inceleyerek hem Bitcoin kazanan hem de çalışan insanlar denetim görevini üstlenirler. Bu iş “Bitcoin madenciliği” olarak isimlendirilir.
Üretim sınırı 21 milyon Bitcoin ile sınırlandırılan bu sanal para biriminin kullanıcılarının dağıtım oranına baktığımızdaysa tablo şu şekilde gözüküyor: Bitcoin sahiplerinin %3’ü, Bitcoin’in %96’sına sahip olmakla birlikte bu para biriminin değerinin belirlenmesinde baskın rolü üstlenirken; geri kalan kısmı ise ancak %4’ünü aralarında bölüşebiliyorlar. Resmi olarak üretilen para birimlerinde sınırsız para basma imkanından dolayı enflasyon tehlikesi varken; Bitcoin’in üretiminin sınırlı oluşu bu problemin önüne geçiyor.
Bitcoin’in üretimi arz talep dengesinden dolayı gün geçtikçe zorlaşıyor ve kompleks sistemlere sahip, yüksek seviyede elektrik kullanan bilgisayarlar ile üretilebiliyor; dolayısıyla Bitcoin’in negatif yönlerinden birinin aşırı enerji tüketimi olduğunu söyleyebiliriz.
Bitcoin’in ve Altcoinlerden biri olan Ethereum’un geleceği için ise finans uzmanları ikiye ayrılmış durumda: Bir kısmı Ethereum ve Bitcoin’in zaman içerisinde oturmuş sistemleriyle birlikte geleceğin parası olacağını iddia ederken; geri kalan kısım ise bu konuda kötümser.